Bir kül misali savruldum kırmızının her tonunda. Üfledikçe üfledi dumanıma.

Kalbini kara bulutlar kaplamıştı ansızın. Zira o, konvansiyonel bir şekilde aşık olmamıştı. Tutulmuştu. Ömür hapsi verilmişti yüreğine. Demirlerle örülmüştü kalbi. Mahkumunu acımadan sevmişti Deran Taşkıran.
Ölüm meleği kulaklarına fısıldarken o, sessizliğe bürünmüştü. Bütün dikkatiyle zemini inceliyor ve aklını yiyip bitiren o kadını, hayatının aşkı belki de laneti olan, o kadını düşünüyordu. Riyakar bir şekilde hastalığını inkar ediyordu kendisine. Nefesi sıklaştı, gözleri karardı. Ölümü ip ile çekiyordu. Kördüğüm olmuş düşüncelerini sabitledi. Beyninin her karesine, her hücresine o kadın işlemişti. Onun denizi andıran güzel gözleri, cenneti andıran güzel halleri. Sadece kokusunu duyduğu kadınına sarılmayı istiyordu. O kadını kalbine gömmeyi.
En çokta, o kadının gözleri ile yekpare hâl almış kalbi acıtıyordu onu. Sevdiği kadının yüzünü düşündü. İçbükey bir ayna kıvamında olan tenini düşündü. O sadece düşündü. Çünkü seviyordu. Uğruna delirecek kadar, çok seviyordu...
10 sigaranın sırrını ve olağandışı seven adamı tanıyın. Bu hikaye, sadece o adamın aşkını ve o 10 sigarayı anlatıyor.